Beş Ada | Mehmet Zaman Saçlıoğlu

Beş Ada | Five Islands | Mehmet Zaman Saçlıoğlu ( 1955 )

Selâmlar Değerli Kitap Dostları 🙋🏻‍♀️

Öncelikle en baştan Sayın Mehmet Zaman Saçlıoğlu öykülerini sevdiğimi belirteyim. Beş Ada isimli öykü kitabını da – Yaz Evi ve Rüzgâr Geri Getirirse gibi – merakla ve zevkle okudum.

Düşündüren, okuru yorum yapmaya sevk eden öyküler yazıyor Sayın Saçlıoğlu. Öykülerin ortak özellikleri olmakla birlikte her biri kendine özel.

Bu kitap, başlangıç ve sondaki bilimkurgu misali iki adet masalı saymaz isek, 9 öyküden oluşuyor. Bahsettiğim 9 öykünün içinde 5 ada da var.

Kafanız karıştı mı? Karıştıysa benden sebeptir, yazarın masumiyeti bâkidir diyeceğim ama sahiden öyle midir bilmem. İşte tam da bu yüzden seviyorum Saçlıoğlu öykülerini. Bahsi geçen 5 ada’yı hem gerçek hem mecazi anlamda algıladım. Toplamda 11 öyküyü tek tek anlatsam zevki kalmaz. Hepsini sevdim gerçekten. Her biri bir şekilde ya masalsı öğeler taşıyor ya da felsefi referanslar var.

Etkilendiklerim de var elbette. Örneğin Sis Adası ( en felsefi olanı idi galiba), Yargı Adası, Giriş ve Sondaki masallar, Zümrüdüanka; böyle böyle bütün öyküleri yazacağım sanırım 😄

Fakat kitabın yüzde yetmişbeşini bitirince aklıma gelen bir düşünceyi paylaşmak isterim. Bu 5 ada – sanırım – 5 duyu organımızla da bağlantılı olabilir. İpucu falan vermedim merak buyurmayın. Okuyanların ya da okuyacak olanların da düşüncesini öğrenmek isterim doğrusu.

Zevkli ve özel bir öykü kitabı arıyorsanız hiç düşünmeyin Sayın Saçlıoğlu’nun öykülerini okuyun derim. Zira ben de okumaya devam edeceğim çünkü henüz bitmedi öykü kitapları. Daha sırada romanları var!

Bu arada bir süprizle karşılaştım Unutma Beni isimli öyküde. Yaklaşık 2 yıl önce kapanan Beşiktaş’ın simgelerinden Sütçü Bulgar Pando’nun yeri 1930’larda Bulgar Petro ( babası olabilir) olarak geçti.

Neyse efendim, elçiye zeval olmazmış; sevgimle ve şevkimle ilettim. Sağlık, esenlik ve huzur sizinle olsun. Hep kitapla kalınız.

Bu vesile ile inananların Kurban Bayramını da tebrik ediyorum.

Alıntılar:

Hiç bu kadar beyaz bir koku duymamıştım.” (s.62 – Sis Adası)

Bir akarsuyun yalnızca ‘akan su’dan oluştuğunu sananlar yanılırlar. Su, bir nehrin bahanesidir.

( s.91 – Zümrüdüanka )

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s