İLKBAHAR | OM VÅREN | SPRING | Karl Ove Knausgaard (1968 )
Cümleten Selâmlar Değerli Kitap Dostları 🙋🏻♀️
Karl Ove Knausgaard Kavgam serisi ile tanınıp okunsa da bendeniz kendisini bu yeni seri ile tanımak istedim.
Sonbahar ile başlayıp Kış ve İlkbahar ile devam eden seri Yaz ile son bulacak.
Bu serinin özelliği, iki kız bir erkek çocuk babası iken dördüncü çocukları olacağını öğrendiğinde, doğmamış olan bu bebeğe ait bir çeşit günlük tutarak nasıl bir dünyaya doğacağını, aile fertlerini, duygularını, tepkilerini, komşularını, yaşam ve iklim durumlarını, ev hallerini, ezcümle her türlü detayı anlatan samimi bir seri bu.
İlkbahar kitabı da diğer iki kitaptan farklı değil elbette. Tek fark bebek artık gerçek dünyada ve üç aylık. Bunu yazdım diye ipucu verdim sanmayın; zira işin asıl mücadelesi başka. Bu yazımın ne kadarına kurgu karışık ya da karşık mı bilmiyorum ama bu adamın sabrına şapka çıkarıyorum.
İlk iki kitap mevsimin aylarına ayrılmıştı ve her ayın altında farklı başlıklarda metinler vardı. Bu kitap ise üç ana bölümden oluşmuş ve elbette yine nefis resimli. Bunun dışında temel kavramlar ‘aydınlık’, ‘karanlık’, ‘ışık’, ‘iyi, ‘kötü’, ‘sevgi’. Kimi yerlerde mevcut durumu açıklamak için ise Turgenyev dahil bazı yazarların eserlerinden örnekler vermiş Knausgaard.
Daha önce okuyanlar var mı bilemem ancak ben okuduğum şu seri vesilesiyle kendisinin tarzını sevdiğimi söyleyebilirim. Bakın bu yazdığım cümlede herhangi bir coşku hissetmediniz değil mi? Haklısınız ve doğru yoldasınız. Çünkü bu adam tam da böyle bir adam, en kriz durumunda bile soğukkanlılık abidesi. Detaycı ama gözünüze sokmuyor dolayısıyla usul usul içinize işliyor.
Bu kitapta kafama takılan bir sorun var çözüme kavuşmamış, şimdi merakla bekle dur Yaz‘ı. Ben mi abarttım yoksa gerçekten yeni bir sorun mu bekliyor okuru yeni kitapta göreceğiz.
İlgi duyabilecek olanlara içtenlikle öneririm. Sevgimle ilettim📚🍃
.
Okunma Zamanı: 06.08 – 08.08. 2019
Alıntılar:
🍃Kırk altı yaşıma geldim ve şunu anladım ki hayat savuşturulması gereken olaylardan ibaret. Ve hayattaki mutluluk anları bunun tam tersi demek. ( s.10 )
🍃(…) romanlar insan yaşamının bazı yönlerini aydınlatmak, var olan ama biçim kazanmamış bir şeyi biçimlendirip görünür kılmak için yazılır. Yaşamın böyle bir biçimi yoktur. ( s.49)
🍃Yalnızca yaşayanlar önemlidir. Bu hep böyleydi, hep de böyle olacak. Hayat bütün kafa yapıları ve psikolojileriyle canlıların içinde tıkırdar, onlar ölünce içlerindeki tıkırtı kesilir ve çocuklarına geçer; buradan anlaşılır ki tıkırtı esas olandır, tıkırtı asıl konudur, tıkırtı hayattır. (s.56 )
🍃Ne sen ne de kardeşlerin beni ağlarken gördünüz. Beni güçlü olan diye görüyorsunuz, çocuklar anne babalarını hep böyle görür, öyledir de diye düşünüyorum, ergenlik çağında kendi gücünüzü hissetmeye ve benim zayıflıklarımı fark etmeye başladığınız noktaya dek böyle görmeyi sürdürmeniz hayatî önem taşıyor. Ancak o zaman dayanabilecek kadar güçlü olacaksınız. Sonra, kendi çocuklarınız olursa, bu döngü başa saracak. ( s.161 )