DEMANS | KISA BİR GİRİŞ

Kas gücünde olduğu gibi beyinde de “kullanmazsan kaybedersin” kuralı geçerlidir.” ( s.108

Demans – Kısa Bir Giriş | Dementia – A Very Short Introduction | Kathleen Taylor

Çeviren: Yonca Aşçı Dalar

Okunma Zamanı: 04 – 10 Ocak 2024

Bilim | 1.baskı | Eylül 2023 |

T. İş Bankası Kültür Yayınları | 178 sf.

Demans çoğunlukla yaşlılarda görülse de olumsuz etkileri yalnızca ona yakalanan kişiyle sınırlı kalmaz, kişinin bakımını üstlenenlere, akrabalarına ve o kişinin geleceğinden endişe duyan herkese uzanır.” ( s.2 )

Selâmlar Sevgili Kitap Dostları,

Günümüzde yaşam süresi uzadıkça ona bağlı olarak hastalıklar da artıyor ya da çeşitleniyor gibi görünüyor. Bana göre, “gelişme” dediğimiz şey, iyisiyle olduğu kadar kötüsüyle de bizimle.

Öncelikle bu kitabı ilgiyle ve merakla okudum. Geniş adında da gördüğünüz üzere “Kısa Bir Giriş” altbaşlığı, tereddüt barındıran okuma isteğime motivasyon oldu.
Elbette bazı araştırma ve veriler paylaşılmış, ancak genel okur kitlesi ve bu konuda güvenilir bilgi arayanlar için derli toplu bir kaynak olmuş doğrusu.

Kitabın sistemini çok beğendim. Altı ana bölümü var. En sona ise detaylı okuma yapmak isteyenler için ek kaynaklar, Yararlı kuruluşlar ve web sitelerinin adresleri konmuş.

Kuşkusuz bu kitap herkes için olmayabilir. Benim okuma motivasyonum ise ailemizde yaşlılarımızın olması. Hatta yıllar önce bu süreçte bir kayıp yaşadık. Bugünlerde ise, bu kez cinsiyet farkıyla, benzer durumda bir büyüğümüz daha var.

2016 Küresel Hastalık Yükü araştırması sonuçlarına göre, Türkiye’de demans yaygınlığı Nijerya ve Gana’ya oranla üç kat daha yüksek olduğu tahmin edilmekteymiş ( s.94 )
Ne yalan söyleyeyim, ürktüm doğrusu. Ülkemizin güncel şartları düşünüldüğünde, bu artış sürecek gibi görünüyor.

Demansın kesin tedavisinin olmadığı, araştırmaların uzun ve maliyetli olsa da devam ettiği; çoklu sebepleri olmasına rağmen, doğru ve sağlıklı bir yaşam tarzı ile demansın ortaya çıkma sürecinin yavaşlatılmasının mümkün olduğu belirtiliyor kitapta.

Kathleen Taylor, “Demans açısından kronolojik yaşın değil de biyolojik yaşın risk faktörü olduğu daha barizdir. Zamanı değiştiremesek de, biyolojik yaş esnetilip değiştirilmeye daha uygundur.” ( s.96 ) diyor.
Yazar demans tedavi ve araştırmaları hakkında “kesin” yargı belirtmenin doğru olmadığını da özellikle vurguluyor.

Bu konuyu merak edenlere içtenlikle öneririm.

Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun!

Çok zorlu bir dönem bizi bekliyor olsa da, kötü zamanları kısaltıp daha parlak bir geleceğe bir an önce kavuşmak için birey – ve yurttaş – olarak yapabileceğimiz çok şey var.” ( s.150 )

⏰”Hepimiz yaşlanırız ve yaşlanırken beyin işlevlerimiz değişir. Bu değişiklikler bilişsel gerilemeye yol açsa da açmasa da gerçekleşir bu durum. (…) Yaşlanmanın doğal etkileri, genetik yatkınlıklar, eşlik eden diğer hastalıklar, travmatik deneyimler gibi pek çok faktörün demans gelişimine katkıda bulunduğu kabul edilmeli; hastalığın görüntüsünün – en azından erken evrelerinde – günden güne ve kişiden kişiye büyük ölçüde değişebileceği de akılda tutulmalıdır. Her beyin, her yaşamöyküsü, her insan eşsiz ve benzersizdir.” ( s. 80 – 81 )

⏰”Demans vakalarının çoğunda, insanın kişiliğini en az etkileyen şeyler ( yakın döneme ait anılar, para yönetimi, plan yapma becerisi) en önce gider. Bizi biz yapan temel unsurlardan biri olan duygular daha uzun süre korunur; demanslı bir kişi hastalığı süresince korkuyu – veya sevgiyi – hissetmeye devam eder. Demans, önce önemi en az olan şeyleri bırakarak yaşamdan yavaş yavaş çekilmektir. Biraz şans ve iyi bir bakımla ( çoğu kez ) usulca sonsuzluğa uğurlanabilir insan.
( s. 132 – 133 )

Yorum bırakın