Sevginin Herkesten Şikâyeti Var  | Yılmaz Odabaşı 

Sevginin Herkesten Şikâyeti Var | Yılmaz Odabaşı 

Söz ve yazının işlevi, bir anlamda bizi unuttuğumuz içtenliklerle yüzleştirmek değil midir?” diye soruyor Sayın Odabaşı…

Üstüne bir de diyor ki: “Yaşarken hayatın, yazarken dilin, düşünürken bilincin belirlenmiş sınırları altüst edilebilmelidir.” 

İşte tam da bu dediklerini yapmış bu kitapta yazarımız. Aslında ben onun adını şair olarak duymuştum ama düzyazılarıyla karşılaşınca dayanamadım, tanımak istedim. 

78 kuşağından. Yani bana bile uzak ki gençler ne bilsin. 12 Eylül’ün, üzerlerinden geçtiği insanlarımızdan. Bedel ödeyenlerden. 

O zamanlar liseye yeni kaydolmuş bir öğrenciydim. Sonraları vardık idrakine. Yaşadıklarını ve şahit olduklarını, şair yönünü de kullanarak o kadar içten yazmış ki; abartmıyorum kimi yerlerde başıma ağrılar girdi, kimisinde gözlerim doldu, birinde ağladım. 

Bir yazısında şöyle diyor: “Sünnî olup Sünni’yi, Türk olup Türk’ü, Kürt olup Kürd’ü sevmek ve anlamak kolaydır; yüreğiniz yetiyorsa size benzemeyenleri, kendinizden ötesini sevin.” 

Ne kadar doğru ve haklı! Bu kitabın benim açından özü büyüklerimden duyduğum şu sözdür: 

Derdini dinledim, derdimden utandım!” 

👌📚💖Okumanızı, özellikle 50 yaş ve altının okuyup bir dönemi ve yaşananları başka bir pencereden en azından görsünler isterim ki vicdan görevimizdir. 

Sert bulduğum yerler cehaletimdendir biliyorum, bedel ödemedim çünkü ama anlamaya çabaladım içtenlikle… Farklı bir okuma yapmak isteyenlere samimiyetimle öneriyorum; lütfen okuyun!!! Kitap, oldukça akıcı 24 adet düzyazıdan oluşmakta. 

Beni ağlatan diyaloğu yazmak isterdim ama size kıyamadım 😎 

Aşağıdaki alıntılar da bir fikir zannımca. 

Haydi bakalım buyurun…

Evlerin çatıları, kapıları ve perdeleri sevinçleri, coşkuları olduğu kadar acıları ve yoksullukları da örtüyor. O örtülü kapıların, perdelerin ardında herkes kendi cennetini ya da kıyametini yaşıyor…” s. 29

🌱🌱 🌱

Siz o örtülü perdelerin camlarındaki sımsıcak ışıklara ve buğulara aldanmayın; üşüyen hayatlar orada mutsuzluklarını ve acılarını gizliyorlar.” s.31

🌱🌱🌱

“(…) ömürler sarsak; çünkü zaman savruk, sadist ve hayat, herkesin kendince konukluğu kadar kısa bir yurt… Yurdum hayat: Didişmenin, dövüşmenin, düşünmenin, düşmenin yurdu… Belli ki bu kısa konuklukta insanlığa yaşam oyunundaki melodramın, dramın, komedinin, trajedinin yetmediğinden belki de herkes dünyaya bu kadar namert davranıyor…” s.48

🌱🌱🌱

Samimiyet, artık modern dünyanın en çok imha ettiği insani niteliklerin başında yer alıyor. Samimiyet, modern dünyanın ilişkiler ağında çoğu zaman anlık bir memnuniyet mimiği haline geldi. İçtenliği yitirmemiz, insan oluşumuzun bir yanıyla hasar almasıdır ki, samimiyetsiz birinin tuttuğu saftan da, gittiği yoldan da değil başkasına, kendisine dahi bir hayır gelmez…” s.105

#kitap #okudumbitti #okumahalleri #neokudum #okuyun #kitapperest #kitapönerisi #kitapyorumu #edebiyat #okumasevgisi #kitapsevgisi #kitaptutkusu #okumaknefesalmaktır #blogger #çiğdemiskent 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s