Kör Müzisyen | Vladimir Korolenko

Kör Müzisyen | Vladimir Korolenko (1853 – 1921 )

Türkçesi: Levent Özübek

Okunma Zamanı: 16 – 20 Kasım 2022

Roman | 1. baskı – Ağustos 2020 |

Vakıfbank Kültür Yayınları | 228 sf.

Selâmlar Sevgili Kitap Dostları,

Okunmayı bekleyen kitaplarımdan biri idi Kör Müzisyen, çok şükür, severek okunanlara terfi etti. Bana kalsa daha beklerdi. Okur dostlarımdan Seda Ediz, okuyacağı kitapları paylaşınca, istek şarkı yapanlar gibi ben de – gayet arsızca – istek kitap ricasında bulunarak bu kitaba öncelik olabilir mi, diye sormuştum; kırmadı sağ olsun. Yürekten teşekkürlerimi gönderiyorum ona.

Çok severek okudum Kör Müzisyen‘i! Hem eğitsel hem de psikolojik açıdan dolu dolu bir kurgu. Doğa betimlemeleri muhteşem. Tabii çevirmeni Levent Özübek’in hakkını hemen teslim edeyim. Rusça’dan çeviri yapanlar arasında adını ilk kez bu kitapta gördüm doğrusu, meğer telifli kitapları da varmış.

🎶”Hepimiz böyleyiz. Doğuştan körüz.” ( s.190)

Doğuştan görme engelli Pyotr’un bebekliğinden başlayarak, hem annesi hem de ağırlıklı olarak savaş gazisi Maksim Dayı’sının çabalarıyla gerek duygusal gerekse algısal gelişimini okuyoruz kurgu boyunca. Bilindik bir romanın adıyla tanımlarsam şöyle derim, doğuştan kör bir gencin sanatçı olarak portresi… Dolayısıyla, edebiyat terminolojisi ile söylersek “Bildungs roman”; bendeki çağrışımı bu.

Pyotr’un görme engeli, onun işitsel yeteneğini öne çıkarıyor. Bu yüzden kimsenin farketmediği sesleri algılar hale geliyor. Annesi piyano çalıyor, zamanla Pyotr da çalar hale geliyor ancak onun en çok sevdiği müzik aleti – yanında her yere taşıyabildiği ve içli sesini sevdiği için – bir kaval!

Ergenliğin getirdiği duygu karmaşası da işin içine girince Pyotr için zor zamanlar başlıyor. İsyan ediyor.

Bilinci yerinde olmanın zevklerini ve zulmünü tadan her insan, belli bir yaşta, – ama az ama çok- bir ruhsal bunalım dönemine girer. İnsan, yaşam etkinliğinin eşiğinde bir durur, doğadaki yerini, çevresindeki dünyayla olan ilişkisini belirlemeye çalışır. Bu, zorlu bir süreçtir ve yaşamsal gücü onu büyük bir hasar görmeden bu eşikten geçirebilecek biri için iyi bir şeydir.” ( s.189)

İşte Pyotr’u tam da bu zorlu eşikten geçirecek bir planı vardır Maksim Dayı’sının. Onu, kitabı okuyacaklara bırakayım.

Akıcı kurgusunu çok beğendim. Okuyana bütün duyguları yaşatıyor. En sevdiğim bölüm ise, Maksim Dayı’nın mevsimleri araç olarak kullanarak, doğadaki değişimleri hem renk vurgusu hem de ses vurgusuyla, döktürürcesine Pyotr’a anlattığı bölüm. Neredeyse her satırın altını çizdim!

Yazarın künyesinde, “Rus edebiyatının altın çağının son temsilcilerinden biri…” olduğu belirtilmiş.

İlk defa okuduğum yazarın bu eserini çok sevdim. Sıkılmadan, merakla akıcı bir okuma vadediyor doğrusu.

Sevgimle ve şevkimle ilettim. Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun!

🎹”Körlük görünür dünyayı aşılamaz bir perdenin arkasına gizler, beynin üzerine şüphesiz ağır bir baskıyla engel olarak düşer, onun çalışmasını engeller, iç karartır. Ama yine de kalıtsal faktörlerle, görmeden başka duyularla edinilen algılarla, beyin karanlığa rağmen kendine canlı bir dünya yaratır. Bu gölgeli bir dünyadır, belki melankolik, hüzünlü, yine de belli belirsiz bir şiirsellikten yoksun değildir.” ( s.64)

🎶”…, genel olarak sesler ve renkler aynı manevi dürtülerin sembolüdür.” ( s.194 )

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s