ONLAR GÖÇTÜ BURADAN | Türkiye’nin Yeni Göç Nesli | Evrim Kuran ( d.1976 )
Okunma Zamanı: 06 – 09 Ağustos 2022
Sosyoloji | 1. basım – Eylül 2021 |
Mundi Kitap | 95 sf.
“… özlemek, verilere bağlı değil ve göçmen olmak, hasreti daima kalbinin üzerindeki bir cepte taşımak demek.” ( s.57)
diyor kuşak araştırmacısı Evrim Kuran.
Damdan düşenin halinden ancak damdan düşen anlar misali anlatmış göç etmenin ve göçmen olmanın ne olduğunu. Kendisi de oğlu Ali ile birlikte, 2016 yılının ilk günlerinde Kanada’ya göçmüş.
Onlar Göçtü Buradan kitabı, sadece yazarın kişisel göçünün hikâyesi değil sevgili okurlar.
95 sayfaya sığdırılan konuları ve paylaşılan araştırma sonuçlarını görseniz, eminim şaşırırsınız. Her konunun özü, tarihsel geçmişi, sebep – sonuç ilişkileri, örnekleri, çözümleri, karşılaştırmalı sonuçları net yorumlarla, anlaşılır ve akıcı bir dille paylaşılmış. İlgiyle, merakla ve beğenerek okudum.
Evrim Kuran, bu kitaba konu olan araştırmasının detayını ve dileğini şöyle açıklamış Başlarken bölümünde:
“Bu kitaba konu olan araştırma 2020 Şubat – Temmuz döneminde dokuz bölge, 118 ülke, 728 kentte yaşayan 3.253 göçmenle gerçekleşti. Bir göçmen ve bir kuşak araştırmacısı olarak çıktığım bu yolculukta yüzlerce farklı hikâyeyi doğrudan dinleme fırsatım oldu. Bulguların göçmen dostlarıma yalnız olmadıklarını hatırlatmasını, göçmeyi düşünenleri yargılar ya da yorumlarla değil gerçeklerle buluşturmasını ve en önemlisi de kural koyucunun ülkenin kıymetlerinin ülkede kalmalarını kolaylaştırıcı tedbirler almasını sağlamasını dilerim. Çünkü onlar, o güzelim nesil, göçtü buradan.” ( s.20)
Sevgili Okurlar, gerek yerli gerekse yabancı yazar, şair, sanatçı ve akademisyene atıflar da yapmış Evrim Kuran. Okumaya kaptırmış giderken, Ahmet Hamdi Tanpınar’dan bir cümle veya Şükrü Erbaş’tan bir mısra çıkabiliyor karşınıza! Çok sevdim, doğruya doğru!
Türkiye’den Göç Tarihi başlıklı bölümde, Alman gazeteci Günter Wallraff’ın, 1983 yılında, Türk işçiler ile ilgili yaptığı araştırmadan çok etkilendim. Ne yaptığını yazmayayım, belki kitabı okursunuz. Bence okuyun! Ancak göç tarihimize ait dönemleri ve verilen adları buraya aktarmak isterim:
1960 – 1970 Dönemi ➡️ işgücü göçü
[ Türkiye’den Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ]
1970 – 1980 Dönemi ➡️ Sosyal göç [ aile birleşmeleri sebebiyle]
1980 – 1990 Dönemi ➡️ Siyasal Göç [ 12 Eylül darbesi sonrası ]
1990 – 2000 Dönemi ➡️ Etnik göç [ Terör nedeniyle ]
2000 Sonrası Dönem ➡️ Yeni Nesil Göç
[ Türkiye’deki demokratik ve ekonomik gelişmeler nedeniyle ]
Yazarın ifade ettiği üzere, son dönemde ülkemizde yaşanmakta olan yeni nesil göç bu kitabı yazma motivasyonu.
Göç ve göçmenlik sözkonusu olunca, göçtükleri ülkelerde ses getiren başarılara imza atan – yazarın deyimiyle – “beyin gurbetçileri“mizden de bahsetmiş Evrim Kuran.
Ahh, ahh olmadık yerlere, olmadık paralar aktarılıyor ama ülkemizi ileri ülkeler seviyesine çıkaracak işlere yatırım yapılmıyor. Sonra da o göçenler adını duyurunca, bedavadan övünülüyor! “Devlet adamı geleceğe yatırım yapar, siyasetçi gelecek seçime yatırım yapar” sözü ne kadar doğru! Oysa eğitim ve bilgi üretimi uzun soluklu bir yatırım… Laboratuvarlarda sabahlamanın, sabırla araştırmanın sonucu, Covid-19 pandemisinde aşı olarak karşımıza çıkıverdi işte! Ders çok da, almasını bilene!
Sevgili Evrim Kuran! Bu kitaba verdiğiniz incelikli emeğe, kişisel paylaşımlarınızdaki içtenliğe, kitap ve kişi referanslarınıza yürekten teşekkür ediyorum!
“Göçmeyenin göçeni anlaması çok zor. Göçme kararı, bıçağın ne kadar kemiğe dayandığıyla ilgili bir an. Göçmeden önce, gelip de geri dönenleri anlamıyordum; şimdi anlıyorum, demek ki gerçekten çok zorlanmışlar. Çocuğum olmasaydı, sanırım ben de dönerdim.” ( s.71) demişsiniz. Emeklerinizin yerini bulmasını diliyorum!
Sevgili Okurlar; kitapta sadece olgular ve tespitler yok, Ne Yapacağız? bölümünde, atılması gereken adımlar da net olarak belirtmiş! Aklın yolu bir olsa da çözümler, çözmek isteyene çok…
Yazımı kıymetli şairlerimizden Ataol Behramoğlu’nun Bir Çocuğa Layık Olmak adlı şiir kitabından, aynı adı taşıyan şiiriyle bitirmek istiyorum:
“Çoğumuz yetişkin yanlışlarızdır aslında
Katı, güvensiz, kibirli
Çocuklar yaşar yanıbaşımızda
Geleceğin gözüpek öncüleri
Masum bir meraktır taşar içlerinden
Yanıtsız çoğu kez ve hazır bağışlamaya
Soralım kendi kendimize bazen
Layık mıyız çocuklara?“
{s.38 / Bir Çocuğa Layık Olmak / Tekin Yayınevi}
Sevgimle ve şevkimle ilettim. Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun!
