Muhadarat | Fatma Aliye Hanım

Muhadarat | Fatma Aliye Hanım ( 1862 – 1936 )

Okunma Zamanı: 24 – 27 Nisan 2022

Sadeleştiren: Osman Sevim

Roman | 1.Basım – Mayıs 2015 | 400 sf.
Bilge Kültür Sanat Yayınları

Selâmlar,

Muhadarat romanı, ilk Türk kadın romancı ve yazar olan Fatma Aliye Hanım’dan okuduğum üçüncü kitaptır. İlk önce Levayih-i Hayat’ı ( Hayattan Sahneler) sonrasında ise ilk çift yazarlı roman olarak tanımlanan, Ahmet Mithat ile birlikte yazdıkları Hayal ve Hakikat‘i okudum.

Muhadarat kelimesinin anlamını merak edip Kubbealtı Sözlüğü’nün internet sayfasına girip “Muhadarat” yazdığınızda sizi “Muhazarat” kelimesine yönlendirip anlamı öyle veriyor. Gerçi kitabı sadeleştiren ve Sunuş bölümünü yazan Osman Sevim bu kelimenin anlamını Sunuş‘ta vermiş. Şöyle ki, Muhadarat, “unutulmayan, yeri ve zamanı geldikçe tekrarlanan edebî, tarihî fıkralar, hikâyeler, latifeler veya ilimle, fenle ilgili bilgiler” anlamına geliyor.
Kurgunun tamamına baktığınızda neredeyse bunların çoğunu kapsıyor roman.

SON dahil, beş bölümden oluşan romanın sonunun – ince ince işlenmiş diğer bölümlere kıyasla – apar topar bittiğini hissediyorsunuz. Sebebini bilemedim, uzmanları bilir belki.
Kurgunun çoğunun geçtiği yer İstanbul olmakla beraber bir kısmındaki yer Beyrut.

Fatma Aliye Hanım’ın, Fransızcadan mükemmel derecede roman çevirecek denli bu dile hâkim olduğunu, kitabın başında yer alan Ahmet Mithat’ın “Değerli Okuyuculara” başlıklı, Muhadarat romanını ve Fatma Aliye’yi tanıtan yazısından öğreniyoruz.

Kitapta yer alan kahramanların çoğu kadın. Baş kahraman Fâzıla’nın küçük yaşta annesini kaybetmesi ve babasının yeniden evlenmesiyle, eve gelen üvey annenin entrikalarına maruz kalarak verdiği mücadele ve bu mücadele boyunca hayatının seyrindeki gelişmeler aktarılıyor. Zira kurgu boyunca Fâzıla’yı önce bir kız evlât, sonra evli bir kadın, daha sonra bir cariye ve nihayetinde evli ve çocuk sahibi bir kadın olarak görüyoruz.

Yazar Fatma Aliye Hanım hakkındaki bilgilerden öğreniyoruz ki, kendisi kadının toplumdaki yeri ve yaşadıkları üzerine odaklanan eserler vermiş. Muhadarat en önemli romanı olarak belirtiliyor.

İçerdiği konuları derli toplu bir şekilde, fikir vermesi için Osman Sevim’in Sunuş bölümünden aktarmak isterim:

Romanda evlilik konusunda gençlerin söz sahibi olması, üvey annenin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisi, çocuk terbiyesi, yakın akrabaların konak hayatında yol açtığı sıkıntılar, eğitimli bir kadının olaylar üzerindeki etkisi üzerinde durulmaktadır. Eserde özellikle cariyelerin hayatı ve emeklillikleri hakkında özgün bilgiler vardır.” ( s.5)

Sevgili Okurlar, Muhadarat merakla ve severek okuduğum bir roman oldu. Çok beğendim. Hatta biraz zaman geçince tekrar okumak istiyorum. Fatma Aliye Hanım’ın ince ince betimlemelerine bayıldım. Tüm sahneleri gözünüzde net olarak canlandırabiliyor, vermek istediği duyguyu net olarak hissedebiliyorsunuz. Merak edip kitaplığıma kattığım diğer eserleri şunlar: Udi ( roman), Enin ( roman) ve Nisvan-ı İslam ( Uzun makale)

Sevgili Okurlar,

Fatma Aliye Hanım ile ilgili daha fazla bilgi için, Nükhet Esen’in İletişim Yayınları’ndan çıkan Modern Türk Edebiyatı Üzerine Okumalar adlı kitabının 111 – 119 arası sayfalarındaki “Bir Osmanlı Kadın Yazarın Doğuşu: Fatma Aliye” makalesini okuyabilir; ya da Youtube’da “Fatma Aliye Hanım ve Muhadarat ” başlığını yazıp Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi‘nin, Edebiyat Tarihi Konuşmaları kapsamında Nükhet Esen ile yaptığı söyleyişi dinleyebilirsiniz.

Yazımı, iki genç kızın, okuduğu aynı romandan farklı fikirler çıkarması üzerine, yazarın romandan bahis açarak, yazdıklarından bir bölüm paylaşarak sonlandırayım.

Hiçbir roman iyiliği fenalık ve fenalığı iyilik şeklinde göstermez. Yalnız kusur onu kabul etmededir. Bir olgun rehber, bir usta bahçıvan vazifesini yaparsa yağmur her şeyi canlandırdığı gibi roman dahi herkesi canlandırır. İşte Fâzıla’nın kuvvetli ve keskin olan akıl ve zekâsı roman dersinde kendisine hocalık ve babalık vazifelerini yapmış, Fevkıye ise o zamana kadar her istediği olmuş ve dilediği önüne getirilmiş, hiçbir arzusunun olamayacağını öğrenmemiş, red muamelesi görmemiş bir şımarık kız olduğundan romanı da kendi keyfine uydurmuştu.” ( s.53)

Sevgimle ve şevkimle ilettim.

Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun!

“Her kimin elbisesi aşkın pençesi ile parçalanırsa o kimse hırstan da, tamahtan da, bütün ayıplardan da tertemiz olur ” Mevlâna, Mesnevi’den / Bu cümlenin romandaki yeri: sf. 104

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s