Nâzım Üstüne | Abidin Dino

Nâzım Üstüne | Abidin Dino ( 1913 – 1993 )

Okunma Zamanı: 30 Temmuz – 03 Ağustos 2021

Deneme / Sel Yayınları / 3.baskı – Mart, 2018 / 132 sf.

Selâmlar Sevgili Kitap Dostları,

Bir üstad başka bir üstadı anlatırsa n’olur? Tadından yenmez, okumaya doyamadığınız bir bütün çıkar karşınıza.

Nâzım Hikmet’in, bir mektubunda, “Memleket kadar yakınlarım…” diye hitap ettiği anlatıdaki dostluğun, çıkar dostluğu olmadığını; birbirini anlayan, yeri geldiğinde zarif bir şekilde ve içten eleştiren, destek olan gerçek bir dostluk olduğunu hissediyorsunuz. Ne mutlu…

Bu kitap iki ana bölümden oluşuyor. İlk bölüm Abidin Dino’nun Nâzım Hikmet’in yaşamı ve eserleri ile ilgili yazıları ve kendi tanıklıkları. İkinci bölüm birbirlerine yazdıkları mektuplar. Ama ne mektuplar! Şiirler, çeviriler, başka dostlar, tekmili birden.

Örneğin 1958 tarihli “Canım Abidin’cim” diye başladığı bir mektubunda şöyle diyor Nâzım Hikmet:

Yüzyılımızın bence en önemli özelliklerinden biri de, alabildiğine gelişen teknikle, ilimle, insan ruhu, psikolojisi, yaşayış tarzı arasındaki korkunç tezat. Bir yandan yıldızları feche çıkıyoruz, atomu parçalıyoruz, yakında kanseri, cüzzamı yeneceğiz, öte taraftan ruhumuzda Avrupalısının, Asyalısının, Afrikalısının, Amerikalısının ruhunda ortaçağ, hatta taş devri kalıntıları yaşıyor. Hâlâ insanlığın yüzde seksenden fazlası aç, çıplak, yüzde yetmişten fazlası okuma yazma bilmiyor. Bu kuvette bir tezat – teknikle insan ruhu arasında – hiçbir devirde yoktu sanıyorum. Bu tezadı yine de tekniğin gelişmesi çözecek. Başkaca da yol yok.” ( s.107 )

Evet, Sevgili Okurlar; yirminci yüzyılda kaleme alınmış yukarıdaki satırları okuyup, yaşadığımız yirmi birinci yüzyıla taşıdığımızda, olumlu gelişmeleri yadsımadan, pekçok sorunun hâlâ var olduğunu görüyoruz, yaşıyoruz.

Abidin Dino, “Nâzım’ın yaşamı, onu tanımış olan herkes için hep şimdiki zamandır.” ( s.89 ) diye boşuna dememiş. Hatta ve hatta, “Böylesi diri bir ölü nerde görülmüş!” diyor. Doğruya doğru!

Abidin Dino bir başka tespitinde de şöyle demiş:

Doğu’da şairlerle yöneticilerin savaşımı, çok eskilere giden bir öyküdür. […] Nâzım Hikmet, gerçeği söylemeyi sürgünle, hapisle ya da ölümle ödeyen Türk şairlerinin soyundan gelmektedir.” (s.37 )

Nâzım Üstüne’yi merakla ve ilgiyle okudum. Hem mektuplardan edindiğim bilgi ve his, hem de Abidin Dino’nun kendi tanıklığı ile aktardıkları bir araya gelince tekrar anladım ki, gerçekten de “Nâzım Hep Şimdiki Zaman“.

Bu okumam, “Nâzım Hikmet Okumalarım” ın ikinci kitabıydı. Birinci kitap, felsefeci Afşar Timuçin’in ödüllü incelemesi “Nâzım Hikmet’in Şiiri” adlı kitabı. İlginiz varsa onu da içtenlikle öneririm.

Hep şimdiki zaman” olan Nâzım Hikmet’in dizeleriyle bitirmek isterim yazımı:

Ben bunları yazıyorum
1958 Mayıs yirmi dokuzda.
biliyorum hayınlar var aramızda
tanıyorum kimisini.
Kimbilir belki biraz da
kabahat bizde” ( s.116 )

Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun!

Alıntılar :

Ne yani, Nâzım öldü mü? Hadi canım sen de. Nâzım bir tabutun içinde kalacak adam değildir; ayrıca onun ölüm karşısında bile sağı solu hiç belli olmaz.” ( s.43 )

Yaratılıştan başlayıp son hesap verme gününe kadar dünyaya gelmiş ve gelecek her yüzü, gözünde tek tek, çizgi çizgi canlandırabileceğini söyleyen İbn Arabî miydi, yoksa Hallâc-ı Mansûr mu? Nâzım, yüzyılımız için biraz buydu işte. Şair, yüzlerimizle, davranışlarımızla, savaşımlarımızla hepimizin yirminci yüzyıldan geçişimizi silinmez bir iz olarak ardında bıraktı.” ( s.62 )

“Şeffaflık mı,” dediniz? Nâzım kadar şeffaf adam zor bulunur.”

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s