Akdeniz Sürgünü | Hoda Barakat

Akdeniz Sürgünü | Hârisu’l – miyâh | The Tiller of Waters | Hoda Barakat ( d.1952 )

Okunma Zamanı: 02 – 05 Temmuz 2021

Çeviri: Mustafa İsmail Dönmez

2000 Necib Mahfuz Edebiyat Ödülü

Roman / Arap Edebiyatı /
Delidolu Yayınları ( Haziran 2021 ) / 164 sf.

Selâmlar Sevgili Kitap Dostları,

Sanırım alıp da ertelemeden okuduğum birkaç kitaptan biri oldu Akdeniz Sürgünü. Bunda, kitabın çevirmeninin, yazarın daha önce Türkçeye çevirilmiş bir makalesini twitter ortamında paylaşmasının ve benim onu okuyup beğenmemin etkisi var kuşkusuz.

Hoda Barakat, severek okuduğum Lübnanlı yazar Amin Maalouf’un yurtdaşı ve onun gibi Fransa’da ikâmet ediyor. Fakat Barakat, Maalouf’un aksine Arapça yazmış bu romanı. Akademisyen – çevirmen Mustafa İsmail Dönmez ise başarılı bir şekilde dilimize kazandırmiş. Emeğine peşinen teşekkür ederim.

Sevgili Okurlar,

Keten, Kadife, İpek kelimeleri size ne çağrıştırır?
[ ‘anıştırma’ kelimesini oldum olası sevemedim.]
Açıkçası bendeniz “kumaş” der geçerim. Ama kazın ayağı öyle değil bu kurguda, kendileri birer karakter tıpkı kişiler ve ülkeler gibi bir tarihleri var. Hem de ne tarih. O tarihler birbirinin içine geçmiş ya da bir silsile izlemiş. Kimi zaman gerçek kişiler kimi zaman masal kahramanları cinler periler kimi zaman Gılgamış kimi zaman imparatorluklar kimi zaman filozoflar, tanrılar, tanrıçalar, kutsal kitaplar.

Kabul, kurgu oldukça katmanlı. Anlatıcının zihin akışından okuyoruz tüm romanı. Konuşmalar tırnak işaretli değil. Ve aslında anlatıcının aktardıkları gerçek mi yoksa bir halüsinasyon mu diye ikileme düşürüyor okuyanı. İlk başlarda zihnim alışana kadar zorlardımsa da merak duygum galip geldi.

Çok kültürlü Doğu Akdeniz ülkesi Lübnan’ın savaş zamanları. Kumaş dükkanı olan bir baba, oğluna aktardığı ve oğlunun da okura aktardığı “kumaş bilgeliği” diyeyim ama dahası var.

Sırasıyla Keten, Kadife ve İpek… Bir içerik silsilesi ve vardığı yer, hız çağının eseri ve esiri başka bir kumaş; “Diolen Çağı” diyor yazar. Yani sentetik çağ…
Bundan daha yaratıcı bir malzeme seçilemezdi sanırım. Farklı bir kitap olmuş Akdeniz Sürgünü.

“Sürgün” kelimesi ilk anda “ülkesinden gönderilmek” gibi olumsuz bir anlamı zihnime düşürse de İngilizce çevirisinde ( The Tiller of Waters) gördüğüm kelime ( Tiller) anlamı, “bir bitkinin sürgün vermesi” gibi daha olumlu anlamı içeriyor. Bence ikisi de bu romana dahil. Çünkü ülkesinden giden de var, romandaki Şemse karakteri gibi genç kızlıktan kadınca duygulara evrilen de.

Sevgili okurlar, bu kurguda bir okur olarak yazara rezerv koyduğum yerler oldu. Duygusal tepkimi hoş karşılamayabilirsiniz. Ancak bunu belirtmez isem kendime saygım kalmaz.


Şöyle ki; Fatih Sultan Mehmet’i söz konusu ederken “Konstantiniye’yi fethedince” ( s.91) demiş; Mustafa Kemal’i söz konusu edince “Konstantinopolis’i işgal ettiğinde” ( s.71 ) yazmış. Pekçok tarihi olayla kurgusunu başarıyla dokuyan Hoda Barakat, İstanbul’un İngiliz işgalinde olduğunu bilmiyor olamaz. Bunun haricinde Kürt- Türk bağlantılı bugün de tartışma konusu olmaya devam eden olaylara da değinmiş deyip konuyu kapatayım. Bu rezervimin kitabın genel kurgusunu beğenmediğim anlamına gelmediğini özellikle belirtmek isterim.

Keten, Kadife ve İpek hiyerarşik bir düzen içinde konuk oluyor tarihleri ve kişiler üzerindeki simgeleriyle. Yazarın anlatıcıya söylettiği üzere “hikâye güzelce eğrilip kemale” ermiş Akdeniz Sürgünü‘nde.

İlgiyle ve merakla okudum. Farklı bir okuma yapmak isteyenlere buyurunuz lütfen, diyorum.

Ben ise çok beğendiğim ve okuduğumdan beri,

Elimizi sıkıca tutunmak için nesiller ipine uzatınca neden ip yılana dönüştü?” ( s.135 )

cümlesini zihnimde evirip çeviriyorum hâlâ. Öyle bir etki işte…

Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun efendim.

Alıntılar:

☆”…yaşadığı zamanda düş kırıklığına uğrayanlar maziye hasret kalır.” ( s.14 )

☆”Keten hem dört elementin hem de evrenin dört yönünün çocuğudur. Baltık’tan Akdeniz’e kadar kumaşların en kadimi ve en asilidir.” ( s.55 )

☆”Kadife, kumaşın üçüncü boyutudur, Şemse. Başka bir ifadeyle birkaç yüzyıl öncesine kadar insanoğlunun nasıl ulaşacağını çözemediği üç boyutlu bir kumaştır.” ( s.90 )

☆”Osmanlı İmparatorluğu’nun hazin çöküşünden önce kadife kıyafet giymek yetişkin hayatına adım atmanın alameti sayılırdı.” ( s.93 )

☆”Öldüğümüzde olgunlaşan bir meyve gibi ağaçtan düşer, onun sema tarlalarında ve sonsuz dallarındaki döngüye yeniden döneriz.” ( s.123 )

☆”Bilgi sadece zirvede durandır Şemse. İki değişkeni beraber görebiliyorsan odur hakikatli bilgi; siyahı ve beyazı, hem de aynı anda.” ( s.126 )

☆”İpek yeryüzünde proteinden yapılan tek doğal elyaftır.” ( s.136 )

☆”Diğer kumaşların aksine sadece ipek, bilgece bakabilmek için uzun bir eğitim gerektirir.” ( s.139 )

☆”Nasihat gelecek zaman için uzaktı, deneyimler ise ancak geçmişte kaldığında ondan ders alınabilirdi.” ( s.154 )

Akdeniz Sürgünü | Hoda Barakat” için 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s