Nazım Hikmet’in Şiiri / Afşar Timuçin ( d.1939)
1979 Türk Dil Kurumu Eleştiri Ödülü
Okunma Zamanı: 10 – 20 Kasım 2020
“Dehalar hem geleceği haber verirler, hem bizi geleceğe ulaştırırlar. Bugünün içinden geleceği sezebilmek, sezdirebilmek, bugünden yarına aktarılmakta olanı görebilmek, gösterebilmek… dehanın üstün görevi budur işte.” ( s.15 )
“En güç, en belalı koşulları bile soğukkanlılıkla karşılayacak kadar, yalnızca ve yalnızca insanlığın geleceği, gelecekteki mutluluğu için çalışırken önüne çıkan engelleri umursamayacak kadar büyük bir şair, büyük bir yaratıcı. Çabasını inancıyla, inancını onuruyla, eylemini bilgisiyle pekiştirmiş bir insan. Herkes gibi bir insan, sıradan biri, olağanüstü falan değil, ama bir deha. Daha ilerisini, daha ötesini bir sezişli müzik biçiminde yüreğinin orkestrasına koyan bir deha. Ahlâk bunalımı içinde kıvranan Atina için Sokrates neyse, ahlak bunalımı içinde kıvranan Türkiye için Nazım Hikmet oydu. Sokrates’i gençlerin ahlakını bozmakla suçlayarak ölüme mahkum etmişti ‘yurttaşlar’. Nazım Hikmet’i de gençleri ayaklandırmaya kışkırtmakla suçlayarak toplum dışına itmeye çalıştılar. Oysa, ne iyi, bazı insanların ölümü ya da mahpusluğu etkin bir toplum olayıdır, dönüştürücü bir güçtür. Bir dönüşüm, gerçekleşecekse, önüne geçen bütün engelleri yıkarak gerçekleşecektir.” (s. 15 – 16 )
Selâmlar Sevgili Kitap Dostları,
Bir değerlendirmeye, alıntılarla başlamak ne kadar doğru bilmiyorum. Bunu yapmaktan muradım, Nazım Hikmet’in Şiiri kitabının temelinin neye dayandığı hakkında bir mum yakmaktır.
On gündür her anlamda mest olarak okuduğum kitabın içeriğinin sistematiğine ba-yıl-dım.
Sayın Afşar Timuçin’in mesleki birikimi neredeyse benim yaşım kadar. Dolayısıyla haddimi aşmak istemem. Bir okur olarak, son derece doyurucu bir okuma olduğunu belirtmek boynumun borcudur.
Hem Nazım Hikmet’in şiirlerinin üstüne oturduğu temel, bu temelin özelliği, sosyolojik içeriği, bilgi birikimi, kültürü, felsefesi, tarih vb. hem de Afşar Timuçin’in kullandığı üslup ve tüm içeriği sunduğu kompozisyon, okumayı entelektüel bir ziyafet haline dönüştürdü.
Şiirlerini dönemlere ayırarak ve örnekler vererek irdelemiş ilk bölümde. İkinci bölüm ise beş destana ayrılmış olup yine bunlara kaynaklık eden olaylar, toplumsal alt yapıları ve destanlardan alıntılanan mısralarla desteklenmiş.
Nazım Hikmet’in hepimizi etkileyen mısralarının altında coşkun bir duygusallıktan çok daha fazlası olduğunu her vesile ile belirtmekte Sayın Afşar Timuçin. Hatta bunu Nazım Hikmet’in 1925 yılında yazdığı bir şiirden yaptığı alıntıyla buraya alayım:
“Bizim kuvvetimizdeki hız / ne bir din adamının dumanlı vaadinden / ne bir hayalin gönlü yakışındandır./ O yalnız / tarihin o durdurulamaz akışındandır. “
128 sayfayı belki iki günde bitirecek olanlar vardır. Ancak bunun adına okumak denir mi emin değilim. Neden? Çünkü bunca dolu içerik, o kadar yetkin bir anlatımla verilmiş ki tek bir cümle dahi “laf olsun ” diye yazılmamış olup, öğrenme niyeti olan okurlara hediye edilmiş “Nazım Hikmet Özel Dersi” olma özelliğinde. Kendisine içten teşekkür ediyorum. Zira bundan sonra, bu kitap sayesinde, Nazım Hikmet okumalarım daha bilinçli olacak kuşkusuz.

Sevgili Okurlar; her toplumda, daha iyi bir gelecek için önderlik edenler maalesef hep bir bedel ödemek zorunda bırakılmışlar çeşitli iddialar öne sürülerek. Bugün de değişen pek bir şey yok sanki. Bakın Afşar Timuçin ne diyor:
“Önemli olan, tarihin getirdiği zorunlu dönüşümleri kavrayabilmektir, tarihin akışını daha mutlu bir dünya adına kolaylaştırabilmek için çaba göstermektir. Tarihin akışına karşı çıkanlar ergeç yenileceklerdir, çünkü tarihsel akış herhangi bir kişinin, herhangi bir topluluğun koyacağı takozla durdurulabilir bir şey değildir.” (s.39 )
Bu sözlere katılmamak mümkün değil!
Çok geç keşfettiğim bu kitabı okuduğum için mutluyum. Nazım Hikmet rehberim olarak , onun kitaplarının yanında duracak. Ayrıca hediye edebileceğim kitaplar arasına girdi. Lütfen kendinize bir iyilik ediniz – baskısı var görünüyor – bu kitabı edininiz ve tadını çıkara çıkara okuyunuz, notlar alınız. Bendeki kitap 2002 tarihli 5. basım.
Sevgimle ve şevkimle ilettim.
Yaşamak
birer birer
ve hep beraber
ipekli bir kumaş dokur gibi…
hep bir ağızdan
sevinçli bir destan
okur gibi
Yaşamak…

Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...