Çağa Karşı Koymak : Faşizm ve Hümanizm Üzerine Düşünceler | To Fight Against This Age: On Fascism and Hümanizm | Rob Riemen ( d.1962 )
Selâmlar Sevgili Kitap Dostları,
“Tarihten ders almalıydık”(s 43) “...ama maalesef insan doğası hiç değişmemiştir ” ( s.67) diyor Rob Riemen. Bizden bir şahsiyet, Mehmet Akif Ersoy ise “Tarihi tekerrür diyorlar, hiç ders alınsaydı tekerrür mü ederdi.” demiş. Gördüğünüz üzere aklın yolu bir olunca kişinin hangi milliyetten ya da hangi inançtan olduğunun pek önemi kalmıyor Değerli Kitap Dostları.
Zira yazar da demiş ki: “Gerçekten hümanist olmak isteyen herhangi biri, fanatikliğin her türünü reddeder ve kalbin önceliğini, konuşma sanatını, diyaloğu öğrenir.” (s.53)
İşte kabaca böyle “Faşizm ” başlığının encamı. Kitabın alt başlığı “Faşizm ve Hümanizm Üzerine Düşünceler” iki ana bölümde, iyi bildiğimiz örneklerle çok güzel aktarılmış.
Faşizm elbette Dünya Savaşları özelindeki örneklerle açıklanmış ancak her ülkeye özel şekilleri olduğu da belirtilmiş. “Belirtilmiş” demem sizi yanıltmasın sakın bu durum Thomas Mann ağırlıklı olmak üzere Albert Camus, Adorno, Kafka gibi yazarlar dahil Nietzsche, Wittgenstein, Socrates, Platon gibi filozoflar eşliğinde – benim açımdan- tadı damağımda kalan bir kitap çıkmış ortaya.
İşin Hümanizm kısmı ise ayrıca güzel❤ Başlığı : Europa’nın Dönüşü
Europa, Yunan Mitolojisinde güzel mi güzel bir kız. Ona âşık olan Zeus, beyaz bir boğaya dönüşerek kaçırır Europa’yı. İşte bu güzel Europa, Avrupa kıtasının isim annesidir ve bazı değerleri temsil etmektedir. Yazar Rob Riemen, kapitalist sisteme gark olup, onu ayakta tutan değerlerini yitiren Avrupa eleştirisini Önsöz’de çok güzel özetlemiş. Hümanizm ana bölümünde ise bu konuyu, katıldığı ve yönettiği bir konferansta, katılımcıların konuşmalarından ders niteliğindeki bölümleri günlüğüne yazdıklarından aktarmış❤👌
Karşıt görüşlerin ne kadar medenice dile getirildiğini görüyorsunuz. Genç bir konuşmacı Bilim ve Teknoloji diyor, görmüş geçirmiş bilge yaşlılar, “kabul ama ya ruh n’olacak, insanı yücelten ruhun eğitimidir ve manevi değerlerdir” mealinde konuşmalar yapmışlar.
Sözümü daha fazla uzatmayayım; toplumsal konularda okuma yapmayı sevenlere öncelikle ve içtenlikle önermekle birlikte, edebiyat ve felsefe ile de zenginleşmiş bu güzel ve güncel analizi tüm okurların okumasını arzu etmekteyim. Elimin altında sürekli tutabileceğim ve gözü kapalı hediye edebileceğim bir kitap ÇAĞA KARŞI KOYMAK.
🎀Özenli çevirisi için Melis Oflas’a ve bu kitabı bizimle buluşturan Delidolu Yayınları’na ayrıca teşekkür ediyorum. Ve diyorum ki, yazarın Türkçe’ye çevrilmeyen ama pek çok dile çevrilmiş olan Nobility of Spirit: A Forgotten Ideal kitabını da yayımlasanız ne güzel olur 🙏
Sevgimle ve şevkimle ilettim Değerli okurlar! Kendinizi bu kitaptan mahrum etmeyin sakın olur mu!? Sağlık, huzur ve esenlik ve kitaplarınız hep sizinle olsun 🙋🏻♀️🍀
Okunma Zamanı: 26 Eylül – 05 Ekim 2019
Alıntılar:
🍀”Gerçek kimliğimiz uyruk, köken, dil, inanç, gelir, ırk ya da insanları birbirinden ayıran herhangi bir şey tarafından değil, bizi birleştiren ve insanlığın birliğini mümkün kılan, insanlık onurunu şekillendiren ve herkesin benimseyebileceği evrensel manevi değerler tarafından belirlenir. Nitekim bu gelenekler, eğitimi maddi çıkarların çok üstünde tutar ve yaşamı hakikat, adalet, merhamet ve güzellik gibi mutlak değerlerin bilinip benimsenmesi için daimi bir çalışma olarak görür. Bu gelenekler sanatı, klasikleri, felsefeyi ve teolojiyi eğitimin merkezine yerleştirir, çünkü bunlar bize erdemi öğreten ve belli bir bilgelik kazanmamıza yardımcı olan en önemli araçlardır. Bu inançlardan birinin ya da hepsinin takipçisi olan kişi, toplumsal hınç kültürüne, sırf başka bir din ya da inanç sistemine dâhil diye başkalarını günah keçisi ilan etmeye ve tüm bu demagojinin körüklediği nefret duygusuna direnmek için elinden gelen her şeyi yapar. Bu inançlardan birine bile bağlı olan kişi, kitleleri kontrol etmeyi değil, halkı geliştirmeyi amaçlar. (…) Gerçekten hümanist olmak isteyen herhangi biri, fanatikliğin her türünü reddeder ve kalbin inceliğini, konuşma sanatını, diyaloğu öğrenir.” s. 52 – 53
🍀”Her kişi, en azından henüz insan-makine olmayanlar, ahlâkî birer varlıktır; yani anlam arayışında, hangi şeylerin iyi ve hangi şeylerin kötü olduğunu, neyin değerli olup olmadığını, hakikatin ve insan varoluşunun amacını bilmek isteyen bir varlık.” s.139