Ağaçlar| Hermann Hesse

Ağaçlar | Bäume | Trees | Hermann Hesse (1877 – 1962 )

Her şey beklemede, her şey hazırlık içinde, her şey ince ince, şefkatle dürten bir oluş heyecanıyla düş kurmakta, filizlenmekte tohum güneşe, bulut tarlaya, körpe otlar havaya doğru.“(sf.26)

satırlarını okuyup da yüreği ısınmayan var mıdır acaba?

Benim yerime, bu güzel satırlar selâmlasın istedim sizi Sevgili Kitap Dostları 🍀

Zaten sözümü çok uzatmayacağım ve yine Hesse’nin satırlarına bırakacağım yerimi. Zira ben bu kitaba bayıldım ve düşündüm ki sizi benden ziyade o satırlar etkilesin.

Hermann Hesse’in önemli eserleri ve aforizmalarını içeren kitapları kitaplığımızda duruyorken, niçin bu kitapla başladım bilmiyorum inanın. Bazen iç sesimi dinlemek iyi geliyor ve güzel şeylere vesile oluyor. Belki doğa olması belki resimli ve özelikle yeşil olması belki de aynı yayınevinden çıkan, daha önce okuduğum Yürümenin Felsefesi isimli kitabı çok sevmiş olmamdır bu kitabı seçme nedenim. Sebep her ne ise; iyi ki okudum dediğim ve alıp hediye edebileceğim kitaplar grubuna girdi çoktan. Yanılmıyorsam 2.baskısı bile olmuş. Dilerim bu kitap da Yürümenin Felsefesi gibi çok okunsun ve çok basılsın.

Ayrıca Kolektif Kitap Ailesi’ne ve çevirmeni Zehra Aksu Yılmazer’e teşekkür ediyorum.

🌳 Ben susayım, ❤Hesse konuşsun artık. Sevgimle ilettim 🌳💚🌲☘🍀🌿

🌲🌳🌲🌿☘🍀🌳🌳

“Elveda sevgili şeftali ağacım! Hiç değilse, seninki düzgün, doğal ve onurlu bir ölüm, ki bu yüzden şanslı addediyorum seni, artık dermanın kalmayana kadar, büyük düşman kollarını burkup koparana kadar direndin ve dayandın. Sonunda pes etmek zorunda kaldın, düştün ve kökünden koparıldın. Ama savaş uçaklarından atılan bombalarla parçalanmadın, şeytani asitlerle yakılmadın, milyonlarca insan gibi sürülmedin yurdundan, kanlı köklerinle üstünkörü dikildiğin yerden bir kez daha koparılıp yurtsuz bırakılmadın, çöküşü ve yıkımı, savaşı ve etrafındaki rezaleti yaşamak ve sefilce ölüp gitmek zorunda kalmadın. Senin gibilere yakışan, sana layık bir yazgın oldu. O yüzden şanslı addediyorum seni; bizden daha iyi, daha güzel yaşlandın ve ömrümüzün sonunda yozlaşmış bir dünyanın zehri ve sefaletiyle boğuşan, etrafımızı kemiren ahlâksızlığa rağmen bir nebze temiz hava solumak için mücadele eden bizlerden daha onurlu öldün.” (sf.37-38)

🌲🌳🌿☘🍀🌲🌳🌲🍃🍃🌲🌳🌲🌳🍃🌲💚🌳💚🌲💚🌳💚🌲💚🌳💚🌲💚🌳💚🌲

Her gün yanımızdan geçip gidiyor dünyanın bereketi; her gün açıyor çiçekler, parlıyor ışık, gülüyor sevinç. Bazen minnettarlıkla doyasıya içiyoruz bu bereketi, bazen de bıkıp hırçınlaşıyor, adını bile anmak istemiyoruz, oysa etrafımızda her daim bir dolu güzellik var. Zaten sevincin en güzel tarafı, tesadüfi ve bedava olmasıdır; özgürdür sevinç ve Tanrı’nın armağanıdır herkese, ıhlamur çiçeğinin esip gelen kokusu gibi.
(sf.53 )

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s