DOĞA HAKKINDA | ABOUT NATURE | PERI PHÛSEOS| PARMENIDES ( İ.Ö.515 – 445 )
Merhaba Değerli Kitap Dostları,
Felsefe Atölyesi okumama ait olmayıp kendi seçimim olan bir kitap DOĞA HAKKINDA.
Her felsefe metni gibi, okuduğunuzu düşünerek ilerlediğiniz için zaman alıyor. Fakat metnin Eski Yunancadan çevirisini yapan Sayın Y.Gurur Sev’ in çok titiz bir iş çıkardığı âşikâr. Öncelikle 10 sayfalık harika bir Giriş bölümü yazmış şiirin genel içeriği ile ilgili; mini bir felsefe dersi gibiydi, çok sevdim. Ayrıca Felsefe ile profesyonel düzeyde ilgilenenler için nasıl çevrildiği ile ilgili bilgiler ve orijinal metin de (Eski Yunanca) sol sayfalarda mevcut.
Bendeniz bu yolda henüz “çömez” bile olmadığım için, bu “didaktik şiir”in ne anlattığını Giriş bölümünden yapacağım alıntıyla aktarmak istiyorum sizlere. Şöyleki: “… Doğa Hakkında adlı didaktik şiir (i) varlık-hiçlik, (ii) hakikat(alêtehia)-sanı (doksa), (iii) birlik-çokluk ayrımları hakkında Batı felsefe tarihinin dikkate değer ilk metni sayılabilir. Şiir, Helios’un ( Güneş’in) kızlarının Parmenides’i adalet tanrıçası “ceza yağdıran” Dikê’ye götürdükleri bir mistik yolculuğu anlatır.“(sf.10)
Şimdiii, sevgili kitap dostları; bu giriş metni Eski Yunan’da Hesiodos ile başlayıp Aristoteles’e kadar ulaşan hatta onu etkilediği düşünülen bir “gelenek”‘ten bahsediyor ki bu “Tek Tanrı” olarak yorumlanagelmiştir deniyor ve şöyle devam ediyor: “Peri Phûseos (Doğa Hakkında), sözkonusu geleneğin Aristoteles öncesi tepe noktası olarak, hem felsefe tarihinin hem de dinler tarihinin en önemli metinlerinden biri addedilebilir.“(sf.18)
Bu şiir metninde bahsedilen mistik yolculuk bana Dante’nin Vergilius rehberliğinde yaptığı mistik yolculuğu çağrıştırdı. Ayrıca daha sonra okuduğum Dante ve İslâm kitabında, o yolculuğun İbni Arabi’nin Fütuhat-ı Mekkiyye eserinden örnek alındığı delillendirilmişti [ uydurma değil yani]. Şimdi ise karşımızda İ.Ö. 515 – 445 yılları arasında yaşadığı düşünülen bir filozofun yaptığı bu mistik yolculukla karşı karşıyayım. İnanılmaz heyecanlandım ve mutlu oldum. Bilgiler, öğrendiklerimiz tıpkı bu şiirde bahsi geçen belki o derecede mükemmel olmasa da bir “küre” oluşturmaya başlıyor. Ya da şiirden bir mısra ile söylersem: “Aynı şeydir benim için; nereden başlasam, oraya yeniden döneceğim geri.” (sf.25).
Küre olmasa da muazzam bir daire oluşturduğu kesin bence. Aynı şey değilse de şöyle de diyebiliriz belki yine şiirden alıntıyla: “… yekpâredir evren; zira varolan yapışır varolana.” (sf.27)
Sadece bu mistik yolculuk değil, daha önce 17.yüzyıl filozoflarından Descartes’ın pek çok kişinin iyi bildiği,
“Cogito, ergo sum / Düşünüyorum, öyleyse varım.” cümlesiyle aynı anlama gelen
“…zira aynıdır düşünmekle var olmak.” (sf.23)
dizesine rastlayınca da aynı heyecanı hissettim doğrusu.
Lâfı fazla uzatmayayım; benim gibi felsefeye doğru bebek adımları atmaya başladıysanız ya da ilginiz hafiften o yöne doğru meylettiyse okumanızı öneriyorum bu şiiri. Zira bir tek kerede hazmedilecek bir şiir olmasa da okumaktan keyif aldığımı belirtmek isterim.
İyi ki kitaplar var ve İyi ki varsın Felsefe diyerek bitireyim sözlerimi.
Sevgimle ilettim. Sağlıkla, huzurla ve hep kitapla kalınız📚⚘💓
Özel not: 📌Sınırlı Felsefe bilgim sebebiyle, yorumumda yanlış veya eksik bir bilgi var ise hoşgörünüze sığınıyorum. Düzeltmenize minnettar olurum.