Zamanın Çocuk İşçisi – Dickens | Alexandra Nikitichna Annenskaya (1840 – 1915 )
Merhaba!
Uzun zamandır okuma planı yapmıyorum. Plansız ve sürpriz kitaplarımdan biri ile karşınızdayım. Başka kitaplar almak üzere gittiğim Kırmızı Kedi kitabevi Çarşı şubesinde kasaya doğru yönelmişken gözlerim “Yeni” raflarını da taradı refleks olarak. Bu kitap tüm kitaplar içinde beni çekti açıkçası. Yakından inceleyip, yazanın bir Rus pedagog ve yazar olduğunu görünce daha da meraklandım ve hiç düşünmeden aldım. Ertesi günü okumaya başladım. 3 günde okudum. Bunu okumak için diğer kitapları bıraktım. 10 bölümden müteşekkil 128 sayfayı okumak bu kadar zaman alır mı? derseniz, benim gibi okursanız , alır efendim alır. Akıcı bir çeviri ile gayet rahat okunuyor merak etmeyin. Lâkin o kadar güzel bir kronolojik anlatım var ki, Dickens’ın yaşadıklarını siz de onunla birlikte yaşıyorsunuz adeta. Hayal kırıklıkları, çocuk işçi oluşu, tekrar okula dönüşü, tekrar çalışmaya başlaması ve bütün bunları yaşarken hayallerinden asla vazgeçmeyip, müthiş gözlem yeteneği, yarattığı kahramanlarla özdeşleşmesi ve bunun gibi daha nicesini, yani her bir romanının yaratım şartlarını ve hayat akışını film gibi izliyorsunuz okurken. Hal böyle olunca öyle hızlı hızlı okuyup geçmek istemiyorsunuz. 58 yıllık bir ömrü dolu dolu yaşayıp, istediği her şeyi yapabilmiş olmanın huzuruyla ölmek, şu hayatta en büyük ödül olsa gerek.
Bütün ününe rağmen sevecen ve iyi kalpli kalabilen, aristokrasiye mesafeli ve “hayır” demesini bilen, duyarlı bir yaşam. Ben bu kitaba rastladığım için mutluyum ve karşıma boşuna çıkmadığına inanıyorum. Büyük Umutlar kitabını okumuştum. Ancak bu biyografik roman vesilesi ile diğer eserlerinin konuları ve özellikleri de dikkate alındığında listeme ekleyip sipariş verdiklerim de oldu.
Dickens okuyan, okuyacak olan ve hatta okumuş olanlara da büyük bir hevesle öneriyorum. Buraya özellikle yazmadığım şeyler var ki okuyunca “hissetmeniz” için. Sadece romanları değil yaptığı seyahatleri de çok önemli ve her birinde aldığı notlar, yayımlandığında ses getiren cinsten.
Hani, “Hayat, sen planlarını yaparken başına gelendir” diyor ya John Lennon bir şarkısında, işte tam da böyle başlayıp sonra “su yolunu bulur ” hikâyesi Charles Dickens’ın hikâyesi.
Sadece bir roman yazarı değil yaşadığı toplumu aydınlatmayı da görev bilmiş ve bundan hastayken bile vazgeçmemiş.
Onun, çok etkilendiğim sözleriyle bitirmek isterim sözümü:
“Şunu asla unutmayın, bilgi sadece akla hitap ettiğinde sınırlı bir etki yaratır, ancak eşit bir şekilde kalbe de hitap ederse, işte o zaman yaşam ve ölümü, ruh ve bedeni egemenliği altına alan, tüm dünyayı fetheden bir güç haline dönüşür.” ( sf.89 )
R.I.P CHARLES DICKENS ( 1812 – 1870 )📚⚘
Sevgimle ilettim.