Sessizlikle Yıka İçini | Wash Your Inside with Silence | Rabindranath Tagore ( 1861 – 1941 )
Selâmlar Değerli Kitap Dostları!
Mini bir Tagore üretimi seçmeleri okudum💕
Bu hintli şairi daha önce okumadıysanız; işte size güzel bir tanışma fırsat. 1913 Nobel Edebiyat Ödülü alan, yazdıklarını İngilizceye kendisi çeviren bir sanatçı. Daha öncelerde okuyup paylaştığım William Butler Yeats ile Ezra Pound şairin sanat yönünü ortaya çıkarınca, düşünceleri ciddiye alınmış diyor Önsöz.
Bu kitap gerçekten mini bir Tagore biyografisi ve sanat dökümü olmuş, o yüzden tanışın diyorum. [Politik yönüne değinmiyorum çünkü kitabı okuyacak olanlar zaten öğrenecek ya da netten bakabilirsiniz.Önemli bir duruşu var çünkü.]
Yazdığı mektuplarla bir yaşamöyküsü çıkmış ortaya. Hemen peşinden W.B. Yeats’in “Tagore İçin” başlıklı yazısı var. Masal gibi, duru bir dille yazılmış şiirlerinden seçmeler var:
“Senin çiçeğini kopardım, ey dünya! / Yüreğime bastırdım, dikeni battı. / Gün bitip kararınca, baktım çiçek de soldu; acısı kaldı ama.” diyor meselâ 😊
Ya da
“Düşler tutsak edilemez ki. İstekli ellerim boşluğu bastırıyor yüreğime, göğsüm çürüyor.” dizeleri nasıl?😍
Sonrasında Yakarışlar bölümü ve masal tadında İki Öykü ❤
Kişisel olarak, Tagore ismini yıllar önce ilk kez Sayın Bülent Ecevit’in doğrudan Sanskrit dilinden yaptığı çevirisiyle duymuştum; Allah Rahmet Eylesin. O günden beri de ilgim devam ediyor.
Kısaca diyeceğim o ki; bu sımsıcak, içten, sevgi dolu şairi tanımak isterseniz bu kitabı içtenlikle öneriyorum efendim🖤🎀Çevirmeni usta Ülkü Tamer için ise söz söylemek haddim değil, minnettarım💕🎀🙏
Sevgimle ilettim.
Okunma zamanı: 23.12.2018 – 04.01.2019
Alıntılar:
TUT ELLERİMİ
Beni kendi gölgelerimden kurtar, Tanrım, günlerimin yıkıntısından, kargaşasından; gece karanlık çünkü, gözleri görmüyor kulunun.
Tut ellerimi.
Kurtar beni umutsuzluktan.
Acılarımın karanlık fenerini aydınlat alevinle.
Yorgun gücümü uykusundan uyandır.
Yolumda her adım yuvamı yaklaştırın bana.
Gece karanlık çünkü, gözleri görmüyor kulunun.
Tut ellerimi. ( sf.147 )
HAZİNELER
O gün gelecek, yeryüzünü göremeyeceğim gün, yaşam sessizce uzaklaşacak, son perdesini de çekecek gözlerime. / Ama yıldızlar yine parlayacak geceleri, sabah yine olacak, sevinçleri, acıları dalgalar gibi taşıyacak saatler, kıyılara vuracak. / Bunu düşündüğümde sınırları parçalanıyor zamanın, dünyanın, eşsiz hazinelerini görüyorum ölümün ışığında./ Ne özledimse bugüne kadar, ne elde ettimse, hepsi yok olsun. Görmediğim, bilmediğim gerçekleri ver bana. (sf.158 )
AĞAÇLAR
“Durul, yüreğim, bu büyük ağaçlar yakarışlardır. ( sf.143)
Reblogged this on tığlı köşe.
BeğenBeğen