Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar | Men Explain Things To Me | Rebecca Solnit
Selâmlar Değerli Kitap Dostları!
Atölye kitaplarımın haricinde okuduğum bu kitabı kitapçıda görüp almıştım. Feminist bakış açısıyla yazılmış yedi denemeden oluşuyor. Bu denemelerin altı tanesi yazarın farklı mecralarda yayımlanmış yazılarının yeniden düzenlenmiş haliymiş; yazarın kendisi böyle söylediği ve ondan aktararak yazdığım için “miş” ekini kullandım yoksa herhangi bir küçümseme sözkonusu değildir😊
Altı deneme ağırlıklı olarak başta kendi ülkesi ABD olmak üzere Hindistan, Pakistan, Afrika ülkeleri hatta Türkiye’den de Özgecan Aslan cinayeti özelinde kadına şiddet, taciz, tecavüz, öldürme ve katletme gibi olaylara odaklanmakta. Türkçe çevirisine özel yazdığı önsözünde:
“Bu kitap, şiddet kurbanı olmamak için harcanan bir hayattan, okuduğumuz haberlerden, şiddet, özgürlük ve adalet hakkında düşünmekten ve toplumsal cinsiyetten ders çıkarıyor. (…) Türkiye’de feminizm ve toplumsal cinsiyet politikaları hakkında pek fazla şey bilmiyorum, ancak biliyorum ki bu meseleler hakkında konuşmalar artık evrensel.” diyor.
Aslında sadece kadına şiddet de yok, ya ne var? Eşcinsellik, “tek cins” evlilikler ya da kitapta zikredilen şekliyle “evlilikte eşitlik” gibi konular da mevcut. Buraya kadar yazdıklarım sizi bu kitabı okumaktan alıkoymasın olur mu? Çünkü başımızı başka tarafa çevirdiğimizde, “gerçek” olarak kabul etmediğimiz gerçekler yok olmuyor. Her toplumda yaşanan gerçekler anlatılmış. Her ne kadar bu denemeler feminizm terimi gibi tek cinsiyet üstünden yazılsa da aslında verilen mücadelenin sadece kadınlarla sınırlı kalmayıp erkeklerin de bu mücadeleye katıldığını ve katılacağını da belirtmiş Rebecca Solnit. Zira şiddet, toplumsal bir sorun.
Efenim bu arada yazarımız tam bir Virginia Woolf hayranı, öyle ki onu “başucu yazarı” olarak tanımlıyor. Bu kadar mı? Değil tabii ki, başkaları da var. Bakın kimlermiş onlar:
“Woolf benim için bir başucu yazarıdır, Jorge Luis Borges, Isak Dinesen, George Orwell, Henry David Thoreau ve birkaç yazarla birlikte beni tanrılarımdan biridir.”
Eh bu isimleri görünce gözleri dışarı fırlamayacak okur azdır sanırım. Özellikle Thoreau’yu görünce “yürümek” ve “doğa” çağrışımı yaptı bende elbette. Meğer Rebecca Solnit’in yazdığı kitaplar içinde bu tarz da varmış. Kendi bahsediyor zaten ama ben de araştırdım yine Encore Yayınlarından üç kitabının daha çıkmış olduğunu gördüm. Vee hemen “Yürüme Aşkı: Yürümenin Tarihi” isimli kitabını sipariş ediverdim🙈
Bu kitabın Woolf’a ait 6. bölümünden ayrıca çok keyif aldığımı belirtmek boynumun borcudur👌Bütün Woolf kitaplarının üstüne atlayasınız geliyor 😄
Bu arada çeviri iyi idi; sadece İngiliz argosunda homoseksüel, eşcinsel anlamına gelen “queer” kelimesinin Türkçe karşılığını kullanmayı tercih etmeyip, niçin İngilizcesini olduğu gibi kullanmış çevirmen Sayın Asude Küçük, merak ettim doğrusu.
Sevgili Kitap Dostları, ben bu kitabı sevdim. Zaten yazarın başka bir kitabını aldığımı da yukarıda belirttim. Eh ama sizi daha nasıl teşvik edeyim bilmiyorum.
Sevgimle ilettim. Gökten üç elma düşmüş; biri yazana biri çevirene biri de okuyana. Yayınlayan yayınladığıyla kalmıııış😎
Sağlık, huzur ve tabiki kitaplar yoldaşınız olsun efendim 🙏💕🦋📚