Selâmlar Sevgili Kitap Dostları!
Farklı iki yazara ait iki öykü kitabıyla karşınızdayım. Bu kitaplarım, “çantamdakikitabım” grubunun kardeşi olan “ikiaradabirderedekitabım” grubuna
ait😊 Yani herhangi bir okuma ayına ait olmayıp merak edip araya sıkıştırdığım kitaplar. Neyse ilk kitapla başlayayım!
➡️1) Rappaccini’nin Kızı| Rappaccini’s Nathaniel Hawthorne ( 1804 – 1864 )
.
Bu öykü kitabı oldukça alegorik. Aşk var desem tam değil, masal desem belki. Kadın daha doğrusu kızımız Beatrice – tanıdık geldi di mi, evet Dante’den- kendini yeni bitkiler üretip onları farklı amaçlar için kullanan korkunç doktor Giacomo Rappaccini’nin kızı. Lâkin bu doktor kendi güzeller güzeli kızını gözünü bile kırpmadan korkunç bir deneyin kurbanı yapmaya başlar daha doğar doğmaz. Bu deneye konu hikâye ise Büyük İskender’e dayanmaktadır. Şimdi öykü çok kısa ve daha yazarsam anlamı kalmaz. Distopya desem tam değil. Pekçok okumaya açık. Bu doktorun çok güzel bahçesi var, siz orayı “cennet” olarak düşünün, doktorun kızına ilgi duyan genç Giovanni’yi “Adem”, kızı ise “Havva” olarak düşünün. Bendeniz türlü türlü evirip çevirdim kafamda. İyilik ve kötülük, zehir-panzehir, kim iyi kim kötü, kim kurban, kim şeytan. Çevirmen önsözde diyor ki bu öykünün girişinin bir kısmını çevirmemiş. Belki orada bize yol gösterecek bir şey olabilirdi. Neyse Zaten Hawthorne bu öyküyü fransızca bir takma ad ile yazmış. Gizemli şeylere pek meraklı imiş. Ve bu öykü dostlar çok ilgi görüp iki kez filme alınmış, Octavio Paz bu öyküyü tek perdelik bir oyun haline getirmiş, yetmemiş besteci Daniel Catan tarafından da opera olarak bestelenmiş.
Hawthorn adını ünlü romanı Scarlet Letter ( Kızıl Harf/Damga) ile duymuştum ve filmini de izledim ama daha romanını okumadım. Ancak bu öykü kitabı benim kafamı hâlâ meşgul ediyor.
🌷Geleyim canıma okuyan ikinci öykü kitabına!
2)Adaları Seven Adam | The Man Who Loved Islands (1929) | D.H. Lawrence
(1885 – 1930)
Üç öyküden oluşmuş bu kitap⬇️
1.Öykü➡️ Adaları Seven Adam / The Man Who Loved Islands (1929)
2.Öykü ➡️ Dokundun Bana / You Touched Me ( 1922 )
3.Öykü➡️ Sallanan At Birincisi / The Rocking-Horse Winner (1926 )
Kitaba adını veren en uzun öykü Adaları Seven Adam, bir kendini arama öyküsü. Modern insanın iç huzursuzluğu. Hani “Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul’un” şarkısı var ya işte kahramanımız tam 3 tane ada dolaşıyor. İlk adada pek ehli keyif bir düzen kurarken, paralar suyunu çekip iç huzursuzluğu da artınca hoop gelsin 2.ada sonra en azla yetindiği ve akıbetinin belirlendiği üçüncü ada. Demek ki tebdili mekânın anti tezi gibi diyorum anlayın pek ferahlık bulamıyorsunuz. Eh yani gittiğin yere ruhunu da götürüyorsun sonuçta. Diğer iki öyküler konuları da farklı ancak etkileyici. Beni ruhen huzursuz ettiklerini itiraf etmeliyim. Lawrence psikolojik tahliller de ve gözlemlerde çok iyi. Daha önce Aşık Kadınlar, Lady Chatterley’nin Sevgilisi romanlarını okurken bu derece sarsıldım mı ya da – affınıza sığınarak- aptala döndüm mü hatırlamıyorum.
Hani yorumumun başında size kitapları tanıtırken “iki arada bir derede kitabım” grubundan demiştim ya, hah işte bu iki kitap beni tam olarak öyle bıraktı.
Sözü fazla uzatmayayım; öyküseverlere önerebileceğim kitaplar bunlar. Ve fakat Rappaccini’nin Kızı’nı filmi de varmış madem okuyun derim. Bendeki yayınevi baskısı yok, sahaftan almıştım ancak Helikopter Yayınları baskısı mevcut görünüyor.
Sevgimle ilettim💕