RUN GÜLÜZAR RUN | AYŞEGÜL KOCABIÇAK
2018/ Temmuz ayının son kitabından Merhaba Sevgili Kitap Dostları!
Yazar Ayşegül Kocabıçak ilk kez okuduğum bir kalem demeyeceğim 🙂 Kalemiyle tanışıklığım, Dilsiz Annelerin Sessiz Çocukları isimli öykü kitabıyla olmuştu. Onu da sevmiştim fakat çıktığı zaman aldığım ancak fırsat bulup okuduğum bu roman başka bir âlem. Öyle naif, öyle komik ve sıcak, öylesine gerçek ama acıtan cinsten.
Teşbihte hata olmaz, hani derler ya “acıyı bal eylemek”, işte o tarzda yazıya dökülmüş aslında. Kenarda köşede, gözden ırak yerlerde yaşanan, yok canım ne gözden ırakı, çoğu zaman da gözümüzün önünde, hemen yan duvarımızda yaşanan ve hep bedeli kadınların, kız çocuklarının ödediği ortamlar, gelenekler. Erkeklere bal badem, kadınlara kaktüsün dikeni, yut yutabilirsen. Erkek çocuklara “aç çocuğum göster amcana pipini”, kız çocuklara “etek altı tayt” daya ki görünmesin çifte standardı.
Sevgili Ayşegül Kocabıçak, günlüğü parçalanan, yakılan Gülüzar’ın bavul dolusu yazılarının bir kısmını kitaplaştırmış emek emek. Gerçi hâla görüşüyoruz diyor kitabın önsözünde ama ben bi’ ara bu Gülüzar’ın da kurgu bir kişi olabileceğini bile düşündüm ne yalan söyleyeyim. Neyse lâkırdıyı uzatmayayım, ben sevdim bu Koşan Gülüzar’ı. Devamını merak ediyorum. Hep birlikte göreceğiz Gülüzar’ın nereye doğru koştuğunu.
Günlük 1987 tarihiyle başlıyor, Ekim 1997 ile bitiyor. Bu tarihler Gülüzar’ın ilkokul ve ortaokul yılları. Fakat Lise’ye gitmesine izin verilmiyor. Verdiğim tarihler arasında toplumsal olaylara da göndermeler var. Okuma keyfinize limon sıkmamak için fazla detay vermeyeyim, zaten hepi topu su gibi akan net 132 sayfa okuyacaksınız. Ancak şunu belirteyim; Gülüzar’ın Lise’ye gitmesine izin verilmedi ama onu fikren geliştiren bir Hayri Amca var mahallede. Daha fazla detay vermeyeyim. Siz bu kitabı okuyun. Yetmeeez,alıp, sevdiğiniz erkeklere, kadınlara, kızlara hediye edin. Hıı, doğru okudunuz, alınganlık etmeyip erkekler de okusun bu kitabı. Yok canım ders alsınlar diye değil, gerçekten. Sadece toplumun panaromasını bi’ de böyle görsünler diye. Ben eşime okutacağım meselâ 🙂
Aslında şuraya alıntılamak istediğim bir dünya cümle var ama en özet olanı alayım dedim. Kendini gerçekleştirmesine izin verilmeyen, hatta yetişkin olduklarında bile “kendileri olmalarına” müdahale edilen, Doğan Cüceloğlu’nun tanımıyla, “Yetişkin Çocuklar” için olsun aşağıdaki satırlar! Ne kadar doğru!
Sevgimle ilettim efendim, sağlıkla, sevgiyle ve her daim kitaplarla kalmanız dileğimle📚🦋💕
“Bazen kendimi şu yeni çıkan, çok renkli tükenmezkalemler gibi hissediyorum. Annemin yanında başka, babaannemin yanında başka, Kuran kursunda başka, kızların yanında başka renk oluyorum da asıl olmak istediğim renk olamıyorum bir türlü. Her rengini deniyor çevremdekiler. Beni görmek istedikleri renge basıyorlar, hop o renk oluveriyorum. Peki, Gülüzar aslında ne renk, düşünen, merak eden, soran yok, biliyorum.” sf.111