Nora, Bir Bebek Evi ( A Doll’s House) / Hedda Gabler/ Henrik Ibsen ( 1828 – 1906)
Cümleten Merhaba 🙋🏻♀️
Aydınlanma ve Devrimler Çağı’nda Edebiyat kapsamında iki #tiyatrooyunu #okudum.
Norveçli, modern tiyatronun kurucusu kabul edilen, eleştirel gerçekçi tiyatronun en önemli temsilcisi sayılan Henrik Ibsen’in iki farklı kadın karakterin adını yaşıyan iki oyun: Nora, Bir Bebek Evi ve Hedda Gabler…
🎈Nora; 3 çocuklu, iradesini avukat kocası Helmer’a teslim etmiş, baba evinde babasının küçük bebeği, evlenince kocasının büyük bebeği halinde yaşayan şen bir kadın.
🎈Hedda Gabler; aristokrat bir aileden gelen, bir general kızı olup, alt sınıftan bir araştırmacı olan Tesman ile biraz da evde kalmış olma korkusuyla evlenmiş, sevgisiz, hırslı ve hükmetmeyi seven bir kadın.
🎈Nora’nın kocası ne derece baskınsa Hedda’nın kocası o derece pısırık. Her iki kadının da yakın çevresinde onlara hayran bir 3.kişi var.
Oyunların özetini yapmayacağım. Lâkin şunu söyleyeyim izninizle; oyun okumayı özlemişim. Bu oyunları okurken 19.yüzyılda yazıldığını aklınızda tutmanızda fayda var diyerek uyarmak isterim. Konusunu okuyup , “peh, ne basit klasik kurgu” deyip geçmeniz, yüzeysel ve bugünün şartlarındaki değerlendirme olacaktır kesinlikle. Gerçi, kimi yerlerde hâlâ benzer şeyler de yaşamıyor değiliz; bu da çağımızın acı gerçeği.
Bu oyunlar yayımlanıp oynandığında, özellikle Nora, epey tepki almış Ibsen tutucu çevrelerden.
Nora oyununu 20 yıl önce üniversitede İngilizce olarak okumuştum. Kitap tamamlansın yarım kalmasın diye tekrar okudum. İyi ki de okumuşum çünkü unutmuşum.
Peki ne var da bu derece tepki almış? Oyunun sonuna doğru hem Nora’nın davranışı hem de kocasıyla konuşması sırasında söyledikleri o döneme göre epey ciddi eleştiri içeriyor. Bu oyunda Nora’nın kocasına kızarken, Hedda’da hem Hedda’nın üstten bakan tavrına hem de kocasının pısırıklığına kızdım. Ne kadar gerçekçi yazıldığı, okurken size hissettirdiği duygulardan belli oluyor zaten. Kimi zaman bir hakaret karşısında içinizden birşey koparken, kimi zaman da “yuh yani bu kadar da saftirik olunmaz” diyebiliyorsunuz; yani ben dedim, bunu da başka şeyleri de 😎
Toparlarsam, farklı sebepler ve eleştiri içeriyor iki oyun. Bir bilgi de kitabın arka kapağından; şöyle ki, Nora ve Hedda’nın, “19.yüzyılda toplumsal baskılarla acılar çekmiş Anna Karenina ve Madam Bovary’ye eşdeğer figürler” olduğu vurgulanıyor ki bu iki eseri de henüz okumadım maalesef🙈Neyse efendim günah çıkarmayı bırakıp diyorum ki; bu iki oyunu da okumanızı isterim samimiyetle. Ben Ibsen’in 3 oyununu daha aldım [ Bir Halk Düşmanı, Yaban Ördeği➡️Sembolizm içeriyormuş ve Hayaletler] Bu size bir fikir verir sanırım.
Şimdi vereceğim bilgiler ise ders notlarımdan:
🎭Oyunun yazıldığı dönem, kadının ezildiği ve feminizmin kendisini gösterdiği dönem. Kadınlar Ibsen’i, kadın haklarını savunuyor diye alkışlıyor ama yazar, öyle bir amacı olmadığını, sadece insanlığın durumunu, insanî gerçekliği, toplumsal ikiyüzlülüğü dile getirdiğini söylüyor. Toplum, yüzeyde ahlakçı ve terbiyeli ama altta ciddi ahlâkî çöküntü var.
🎭Oyunlarında “para” konusu çok önemli. Hemen hemen bütün oyunlarında dolaylı ya da doğrudan karşımıza çıkıyor.
🎭Oyunlarında, insan ilişkilerinin hiç basit ve siyah-beyazdan ibaret olmadığını gösteriyor.
🎭Oyunlar hep kapalı, iç mekanlarda geçiyor.
🎭Oyunlarında, sahne açıklamaları çok önemli. Çünkü her bir detayın bir anlamı var…
Elçiye zeval olmaz derken alıntılarla başbaşa bırakıyorum sizi. Sağlıcakla ve hep kitapla kalmanız dileğimle ve sevgimle ilettim📚❤🎋
Alıntılar:
📌”Ahlakı erken yaşta bozulmuş hemen hemen bütün kişiler, yalancı, düzenbaz bir anneye sahiptirler.” ➡️Nora’nın kocası
📌”Sen beni hiçbir zaman anlamadın. Bana karşı çok günah işlediniz. Önce babam, sonra sen…“➡️Nora
📌”Yaşamımda bir kerecik olsun bir insanın kaderi üzerinde söz sahibi olmak istiyorum.” ➡️Hedda Gabler
📌“Kendi uysal horozuna kimse kurşun sıkmaz.” ➡️Hakim Brack/ Hedda Gabler
📌”Ben kendi hayatımı paramparça etmiş biriyim; bu durumda hayatımın eserini de parçalayabilirim.“➡️Lövborg/ Hedda Gabler
📌”Bu da oldu işte! Ah, neye el atsam, her şey gülünç ve bayağı çıkıyor, bir uğursuzluk var bende.“➡️Hedda
📌”Genellikle insan, kaçınılmaz olana boyun eğmeye alışmak zorunda kalır.” ➡️Hakim Brack/ Hedda Gabler
📌”Bizim yuvamız çocukların oyun odasından farklı değildi. Burada ben senin için büyük bir bebektim, aynı babamın evinde onun küçük bebeği olmam gibi.” ➡️Nora