Nora’ya Mektuplar | Letters to Nora | James Joyce
Selâmlar!
Kurgu ve imge dünyasının dışında, 22 – 30 yaş arası yazılmış mektuplarla, gerçek, öz, hakiki, sıradan insan, deli deli akanla coşmuş ve üstelik âşık Joyce ile tanıştım Nora’ya Mektuplar kitabıyla…
İrlanda’ya duyduğu ‘tiksinti’ den, hayat arkadaşı Nora’ya olan tapılası aşkına dair özel mektuplar. Sevgili Fuat Sevimay Cumhuriyet Kitap Ekinde güzel dile getirmiş ve demiş ki:
“Joyce külliyatına aşina okur, o kurgu metinlerde okunanların esasen gerçek hayattan süzülüp geldiğine şahit oluyor.”
Gerçekten çok keyifliydi bunu hissetmek.
🦋”Dublin’den nasıl da bıktım, bıktım, bıktım! Başarısızlık, güceniklik ve mutsuzluk şehri.” diyen satırlardan, “Bedeninin ve ruhunun efendisi olayım.”
diyerek Nora’ya olan tutkusunu belirten satırlara; kimi zaman evinden ve âşığından uzak kalmış tutkulu bir genç adamın yazdığı – kendi deyişiyle- “pis şeyler“e, kimi zaman ise beni hayretlere düşüren, aslında düşürmemeliydi, Nora’ya mantoluk kumaş yollayıp nasıl dikilmesi ve nasıl düğmeler konulması gerektiğine değin yaptığı detaylı tariflere uzanan ruh döküşleri.
Biyografisinde kendini müsrif bir adam olarak tanımlayan bir cümle okudum geçen gün; eh ne yalan söyleyeyim gerçekten öyleymiş anlaşılan! Hem parasızlık çekip hem Nora’ya kürkler, deri eldivenler falan🤔
Ama bu yaptıkları hep aşktan di mi? Olabilir mi? Eh serde delikanlılık var tabi kolay değil. Kendi de yazmış zaten:
” Merak ediyorum, bende bir delilik var mı diye. Yoksa aşk delilik mi? Bir an seni bir bakire ya da Madonna gibi görüyorum, sonra utanmaz, küstah, yarı çıplak ve açık saçık görüyorum! Ya sen beni nasıl düşünüyorsun? Benden iğreniyor musun?” diyen de genç Joyce;
“Kurtar beni gerçek aşkım! Dünyanın ve kendi kalbimin kötülüğünden kurtar beni!”
diyen de genç Joyce!
“… bir gün ülkemde bir şey olduğumu göreceksin.” diyen de ülkesinden “tiksinen” genç Joyce…
Yani demem o ki, 22-30 yaş arası “ünlü olmamış” genç Joyce’un ( Jim ) sansürsüz hallerini önümüze seren 52 mektuptan oluşmuş bu kitap. Akıcı çevirisi için Nilüfer İlkaya’ya ve yayınevi Alakarga’ya teşekkürler…
Ancak ilgi duyanlara önerebileceğim bir kitap olduğunu belirtmek isterim.
Sevgimle ilettim….