LYSISTRATA- KADINLARIN SAVAŞI | ARISTOPHANES
#AntikÇağEdebiyatıOkumalarım3
Selâmlar!
“Yurttaşlarını barışa yöneltmek için, Aristophanes kadar uğraşan, didinen bir şair daha var mıdır, bilmem.” diyor önsözde Azra Erhat.
Ve devamında “Aristophanes tıpkı çağımızın bir gazetecisi gibi, halktan saklanan gerçekleri halkın gözü önüne sermeye uğraşır. Amacı Atinalıları uyarmak, aydınlatmak ve gerçek çıkarlarını savunmaya yöneltmektir. Çabası başarı ile sonuçlanmamış , ama tarih, şairin ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. Gününün olay ve kişilerini canlandıran komedyalarının bugün de oynanabilmesi, Atina’nın birçok komedya yazarı arasında yalnız Aristophanes’ten bize eser kalması bugün de gerçek olan toplum sorunlarına değinmiş ve ışık tutmuş olmasındandır.” diyerek devam ediyor Sayın Erhat.
Dahasını kitaptan okursunuz artık😉
Hani bir anlatı vardır bilirsiniz: Babası çocuğuna üstünde dünya haritası olan bir yap-boz verir. Amacı çocuğu meşgul etmektir, çünkü onu yapmak epey zamanını alacaktır. 5 dakika sonra çocuk babasına “bitirdim” diye seslenir. Baba şaşırır, “ne çabuk ” der. Çocuğun cevabı, aslında her şeyin olduğu gibi bu komedyanın da özüdür sevgili okurlar. Şöyle der çocuk: “Arkasında insan resmi vardı, onu düzeltince, dünya da düzeldi.”
Zaman; ister İsa’dan öncesi olsun, isterse 21.yüzyıl olsun, anahtar, çözüm her biri ayrı bir âlem olan insanda.
İ.Ö 450 – 388 yılları arasında yaşamış Aristophanes, Eski Yunan komedyasının en büyük temsilcisiymiş. Savaş yanlısı Atina yöneticilerini yerinde ve ölçülü bir dille eleştirmiş. Aristophanes, Lysistrata’dan önce, Atina – Sparta arasındaki kardeş kavgasına dikkat çekmek ve barışa halkı ikna etsin diye iki komedya daha yazmış ancak başaramamış. Hal böyle olunca 3.oyunda kadınları devreye sokmuş ki yıllarca hem dış düşmanla hem de içerdeki savaşta eşlerini, çocuklarını kaybetmişler.
Lysistrata, bu komedyanın ana karakteri,
“Erkek diye bir şey kalmadı ortalıkta, ne dost, ne bir koca. (…) Bir yolunu bulursam, benimle birleşip, savaşa son vermeye var mısınız?” diyerek bir çağrı yapar.
Diğer kadınların pek aklı yatmaz, “biz ne anlarız ki” derler. Sonunda ikna olup, ne yapacaklarını sorarlar.
Lysistrata : “Ey kadınlar, biz eğer kocalarımızı barışa zorlamak istiyorsak, göze alacağımız bir şey var…” der.
Lysistrata bunları bi heyecanlandırır hepsi hazırız der ama neyi göze alacaklarını söyleyince 😃 yan çizmeye başlarlar ve “Savaşın süreceği varsa sürsün” der diğer ana karakter Kleonike!
Eh gerisini okuyun gari diyorum.
Ancaaak Lysistrata’nın erkeklerin başı Probulos’a verdiği bir örnek ve akabinde bir açıklama var ki özel bir ilgiyi ve alkışı hakediyor doğrusu👌 Buraya sadece en başını yazıyorum, uzun açıklamayı kitaptan okuyun derim.
Probulos: Peki, siz ne yapacaksınız da bu memleketteki bunca kargaşalığın önüne geçeceksiniz?
Lysistrata: O kadar kolay ki!
Probulos: Ama nasıl? Söyle bakalım.
Lysistrata: Yünü nasıl işlersek öyle. Yumak karıştı mı, ne yaparız, bir o yana çekeriz, bir bu yana çekeriz, hemen düzelir. Savaşın da hakkından geliriz. Bırakırsanız, bir oraya elçi, bir buraya elçi, düğümü çözeriz.”
Devamı kitapta efendim okursanız, “halk hırkası” nasıl örülürmüş öğrenirsiniz Lysistrata’nın ağzından😄tabiki oyunun sonunu da.
Aristophanes halkı ikna edememiş barışa ama bize evrensel bir konu ve oyun bırakmış. Bu oyunu okurken , Müjde Ar’ın Şalvar Davası filmini hatırladım. Onun senaryosunu yazan, bu oyundan mı esinlendi acaba diye düşündüm doğrusu 😊
Sevgimle ilettim ve ilginize sundum. Okumanızı diliyorum bu kısacık oyunu, hem kahkaha atarak hem de düşünerek…
🕊”YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ” diyerek bitirmek yakışır BARIŞ talep eden oyunun yorumunu.🕊🕊Nur içinde yatasın ATAM!💜