Pereira İddia Ediyor | Sostiene Pereira | Antonio Tabucchi
“Varlığımızın anlamını en derin ve genel bir şekilde belirleyen bağlantı, yaşamın ölümle olan ilişkisidir, çünkü varlığımızın ölümle sınırlı olması, yaşamın anlaşılması ve değerlendirilmesi için gereklidir.”
cümlesi kitabın başlarında yer alsa da sonuna referans taşımakta diye düşünüyorum. Çünkü “sözde bağımsız” Lisboa gazetesinin kültür sayfasından sorumlu Doktor Pereira’nın roman boyunca kısmen de olsa silik bir kişilik sergilerken birdenbire sabrının taşmasına sebep olan bir olaya ipucu sanırım.
Yıl 1938. Lizbon’dayız. İspanya’da iç savaş, İtalya’da faşizm varken Portekiz’de bahar havasının esemeyeceği malumunuz. Orada da Salazar diktatörlüğü var. Otosansür uygulamak zorunda basın ya da milliyetçi duyguları çarpıtarak kaşımak zorunda basın patronları…
Daha fazla bir şey demek istemediğini iddia ediyor Çiğdem! Çünkü tam da bu günlerde “mutlaka” okunması gereken bir roman olduğunu söylemenin boynunun borcu olduğunu da iddia ediyor bir garip okur Çiğdem!
Doğru hissiyatı yakalamak açısından ve geçmişte yaşanan o mel’un faili meçhulleri daha iyi kavramak amacıyla; tabiri caizse “kafamızı kuma gömmeden” önümüze serilen manzaraya bakıp, “arif olan anlar” sözüne sığınmak istiyorum.
Bana göre Tabucchi o kadar ustaca yazmış ki bu romanı, oradaki baskıyı ve atmosferi çatır çatır hissettim👏👏
Benden bu kadar efendim. Kendimi tutmasam yazacak çok şey var lâkin, işte öyle bir şey…
Tatile çıkmadan başlamıştım bu kitaba, bitirmek İsviçre hava sahasına nasip oldu. Bu da ayrı bir ironi ve hüzün benim açımdan. Türkeyimizin halini düşünüyorum, bir de bu ülkeyi kısmen gözlemliyor kısmen de hakkında bilgi alıyorum; sonuç beni daha da kızdırıyor. İşte o yüzden bu kitap okunmalı diyorum.
Bir ülkenin kendine verdiği zararı , ezeli düşmanı bile veremez diyerek veda ediyorum.
Sevgiyle, sağlıkla ve bol kitapla kalınız!
“…genç o, geleceği temsil ediyor. Bir gençle görüşmeye gereksinim duyuyorsunuz, gazetenizde yayınlanamayacak makaleler yazsa bile, bırakın geçmişle uğramayı, gelecekle görüşün.” sf.124